Kişisel

Parasız Alma’nya

23 Ocak 2016

Refugees-Austria-Germany

Suriye’nin darma duman olmasından sonra ortaya çıkan mülteci krizine Avrupa ülkeleri geçici çözümler bularak altından kalkabileceğini düşünüyordu. Fakat durum böyle olmadı. Mülteci krizi gün geçtikçe ülkeler için daha büyük bir sancıya dönüştü. Bu sancıların en büyüğünü şuan Almanya yaşıyor. Zaten büyük etnik ayrım sorunları yaşayan Almanya, bu krizi atlatmanın çözümünü arıyor.

Charlie Hebdoİlk başlarda mülteci sorununa stratejik yaklaşılmaması, ileride büyük etnik ve sosyo-kültürel sorunlara yol açacağı gerçeğini ortaya çıkardı. Şuan Avrupa devletleri, bir hücreye giren virüs misali yapılarının bozulacağından korkuyor. Bu yüzden de attıkları ilk “yardım” adımını yavaş yavaş geriye çekiyor. Bunu yaparken de ortaya gerekli nedenleri sürmesi gerekiyor. Bunlardan bir tanesini Charlie Hebdo, şu karikatür ile ortaya koymuş.

Almanya’nın mülteci krizinde ortaya sunacakları gaddar uygulamaları meşrulaştırmak için başka bir olay daha yaşandı. Köln’de yılbaşı eğlenceleri sırasında bir grubun kadınları taciz ettiği, elbiselerini hatta iç çamaşırlarını dahi yırttığı ve sonra da gasp ettikleri söylendi. Hatta Alman adalet bakanı tacizcilerin sığınmacı olduğunu ima etti. Tabi bunu ima ederken bile herkesin eşit haklara sahip olduğu vurgulandı. Almanya koyu bir hristiyan topluluğuna da sahip. Onlar bu olaylardan sonra Almanya’da sadece Almanların kalması gerektiğini üstüne vurgu yapa yapa belirtti. Tabi mültecileri düşünen taraf da vardı. Onlar da, bu tip olaylar karşısında itinayla hazırlanmış bir mülteci yasasının değiştirilmesinin doğru bir yönetim anlayışı olmadığını savundu. Yılbaşından on gün sonra, mültecilere karşı sözlü ve fiziki tacizler başladı. Hatta bazı gruplar Facebook’ta organize olup sokaktaki savunmasız mültecileri bile dövdü. Bu durum, yaşanılabilir ülkeler listesinde ilk beşte bulunan bir ülkenin vatandaşlarının, kendi ırkından olmayan insanlara yaklaşım şeklini yansıttı. Alman vatandaşlarının içindeki nazizm ruhunun etkisi ileride mülteciler üzerinde daha çok belirgin olacak. Olayın bu düzeye gelmesinden endişe ediyorlar.

Almanya şuan, İsviçre ve Danimarka’nın uyguladığı bir uygulamayı gündeme taşıdı ve yürülüğe soktu. Mülteciler için ayrılan fonların yetersiz kaldığını belirtti ve Almanya sınırları içerisinde yaşayan mültecilerin ellerindeki değerli eşyalara (paralar, altınlar vs.) el koydu. 750 Euro’dan daha fazla değerdeki her şeyi mültecilerin elinden yasal olarak alıyor.

syrian-family-refugees

The Local’in haberine göre Almanya Federal Hükümet Yetkilisi Aydan Özoğuz el koyma olayı için “Eğer mülteci olarak buraya başvuruyorsanız, yapılacak yardımlardan önce kendi gelirlerinizi kullanmak zorundasınız”.

İsviçre bu konuya daha sert bir şekilde yaklaşıyor. Geçen yıl değerli eşyalarının toplam değeri 900 Euro’dan fazla olan 112 mültecinin mal varlığına el konuldu. Şuan İsviçre’de 50.000’e yakın mülteci bulunuyor. Göçmenlik Bürosu “Geldikleri günden itibaren altı ayı doldurmamış olanlar, ülkeyi terketmek istediklerinde mal varlıklarını geri alabilecekler” dedi.

Danimarka da geçen hafta aynı uygulamaya geçti fakat bu miktarı daha da arttırdı. Danimarka, ülkesine gelen mültecilerin, evlilik yüzüğü gibi manevi değere sahip eşyalar dışında, 1340 Euro’suna el koyuyor.

A group of Syrian refugees arrive on the island of Lesbos after traveling in an inflatable raft from Turkey, near Skala Sykaminias, Greece.

Her şeylerini geride bırakıp canlarını kurtarabilmek için kaçtıkları ülkelerde temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan binlerce insan var. Vatanlarını terketmemiş olanlar ise şuan ağaç yaprakları yiyor. Toplam yaklaşık 500 milyon nüfusa sahip Avrupa ülkelerinin savaştan kaçan 2 milyon insana yardım edememesi (ya da istememesi) vahim bir durum.

Madonna’nın 2006 yılında çıktığı turda seslendirdiği Live to Tell şarkısının en sonunda İncil’den bir metin gösterildi. Ne zaman hristiyanların acılara sessiz kaldığı bir durum olsa, hep bu metin aklıma gelir.

“For I was hungry and you gave me something to eat.
I was naked, and you gave me clothing.
I was sick and you take care of me.”
and God replied,
“Whatever you did for one of the least of my brothers,
you did it to me.”

İlgili Diğer Yazılar

4 Yorum

  • Reply Musa Yılmaz 27 Ocak 2016 at 17:25

    Danimarka geçen gün mültecilerin paralarının üzerine konacaklarını bildirdi. Adamlar düşene bir de kendileri vuruyor. Vahim bir durum.

    • Reply Caner 27 Ocak 2016 at 23:46

      Musa merhaba,
      Almanya’da ve İsviçre’de mültecilerin mal varlıklarına el koyulması, yasaları da arkasına alarak devam etmekte. Bir çok olayları bahane edip mültecileri ülkeden göndermeyi isteyecekler. İleriki günlerde eminim “mülteciler terörizme de karıştı” diyecekler.

  • Reply Ayşe Y. 6 Şubat 2016 at 05:22

    İnsanların ateş yeri olan memleketlerinden hayatta kalmak uğruna kaçmaları çok üzücü. Umarım en kısa zamanda sular durulur ve evlerine dönerler.

    • Reply Ömer S. 1 Mart 2016 at 23:49

      İşin içinde Rusya’nın, Amerika’nın ve İsrail’in parmağı olduktan sonra oradaki ateş kesinlikle sönmez. Ateşkesten sonra neler olacak göreceğiz.

    Cevap Yaz